–YAZAR: ÖZKAN KIVANÇ–
Omuriliğimiz, vücudumuzun en kritik sinir ağıdır. Hasar gördüğünde iletişim kesilir, sistem çöker. Peki, onurumuz da aynı şekilde mi işler?
Onur ve “Onurilik”
Onur, bir bireyin sahip olduğu saygınlık, şeref, kişisel değer ve toplum içindeki itibarını ifade eden temel bir kavramdır. Benim tanımımla “Onurilik” hem kendimizi hem de çevremizi nasıl hissettirdiğimizle ilgili bir değer sistemidir. Nasıl ki, omurilik vücuttaki komuta merkezi gibi çalışarak sinirlerin sağlıklı çalışmasını sağlıyorsa, onurilik de insanın kendisiyle ve çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurmasına yardımcı olur.
Hem sosyal hayatta hem kurumsal hayatta, insanların en tepede istediği tek bir olgu olduğunu gözlemledim: değerli hissetmek. Bu da insan onurunu en kısa tarifleyen tanım olsa gerek. İşte manevi “onurilik” de tıpkı fiziki omurilik gibi tüm sistemi etkiliyor. O sağlıklı olduğunda iletişim sağlıklı akıyor, duyular çalışıyor, sistem tıkır tıkır işliyor. Peki siz, iş yerinizde ya da hayatınızda ne kadar değerli hissediyorsunuz?
Kurumlar çoğu zaman işin teknik kısmına yoğunlaşır, ancak başarıyı gerçekten yakalayanlar, çalışanlarını ve iş yaptıkları ekosistemi de değerli kılarlar. Yani sadece işleri iyi yapmalarını istemekle kalmaz, onlara kendilerini değerli hissettirirler. Bu şekilde bir onurilik ortamı oluşturmak, sadece işlerin başarıyla yapılmasını sağlamakla kalmaz, çalışanların bağlılıklarını ve memnuniyetlerini de artırır.
Kurumsal Kültürde “Onurilik”: Değerlerle Uyumu Sağlamak
Kurumlar ve kişilerin değer kavramları farklı olduğunda, bu farklar onurilikte ciddi hasarlara yol açabilir ve kaçınılmaz sonuçlar doğurur. Etik olmak, adil olmak gibi değerlerin yanında eğitim olanaklarından yeterince faydalanamadığı için “kurum benim gelişimime önem vermiyor dolayısı ile bana değer vermiyor” diyerek kurumlardan ayrılan insanlara şahit oldum. Liderler, savundukları değerleri gerçekten yaşadıklarında ve ekip arkadaşlarına etkin koçluk yaptıklarında çalışanların kurumlarına olan bağlılıklarının arttığını gözlemledim.
Başarılı kurumların bence en önemli özelliklerinden biri, başarılarının tadını çıkarırken ayaklarını yere sağlam basabilmeleri. Bu kurumlar, yalnızca müşterilerine sundukları değerle değil, aynı zamanda değişen nesil ve kültüre uyum sağlayarak da öne çıkıyorlar.
Liderlik, Koçluk ve Takım Kültürü ile Güçlü Bir “Onurilik” Sistemi
Unutmayın, omuriliğin sağlığı nasıl bedenin işleyişini belirliyorsa, “onurilik” de bireylerin ve kurumların ruhunu şekillendirir. Güçlü bir liderlik anlayışı, etkili koçluk sistemleri ve takım içinde sağlıklı iletişim, sürdürülebilir bir “onurilik” ortamı oluşturmanın temel taşlarıdır.
Peki, siz onuriliğinizi nasıl koruyorsunuz?
Özkan Kıvanç
Professional Certified Coach – ICF, Former PwC Partner
okivanc@theintegralinstitute.com